DÜNYANIN FARKLI ÜLKELERİNDEKİ SOSYALİST PARTİ AMBLEMLERİNDEKİ SEMBOLLERİN GÖRSEL İLETİŞİM KAVRAMLARI AÇISINDAN ANALİZİ

Özet

Çok partili sistemin olduğu çok sayıda ülkede sosyalist ideolojileri benimsemiş partiler yer almaktadır. Sol parti kategorisinde yer alan bu partiler genel olarak, güçlü devlet yapısını ve ülkenin sahip olduğu imkânların toplumun tüm katmanlarına eşit dağıtılmasını savunurlar. Bazı ülkelerde sağ partilere alternatif olacak kadar büyük bir parti yapısına sahip olmalarına karşın bazı ülkelerde toplumun çok küçük bir kesimine hitap eden marjinal bir parti olarak seçmenlerin gözünde önemli bir değere sahip değillerdir. Fakat değişen koşullar ve özellikle yönetimde bulunanların başarısızlıkları sosyalist ve benzeri partilerin bir umut olarak toplumda değer kazanmasına neden olmaktadır. Sosyalist partilerin çoğunlukla popülist parti anlayışına karşı ciddi duruş sergilemeleri genel karakteristik özellikleridir. Ayrıca büyük sermaye odaklarından destek almadıkları için büyük harcamaların yapıldığı seçim kampanyaları yerine daha geleneksel ve ekonomik yöntemleri tercih etmeleri de zayıf noktalarıdır. Günümüzün çok partili yapısında mücadele etmek isteyen bir parti diğerlerinden geri kalmamak için gereğini yapmak mecburiyetindedir. Özellikle profesyonel ekibin elinden çıkmamış kurumsal kimlik yapıları günün epey gerisinde kalmış bir görüntü oluşturmaktadır. Görsel açıdan kişilerde bir anlam ve mesaj oluşturan ve partinin ismi yerine algılanan amblem ve logoları büyük önem taşımaktadır. Sosyalist partilerin taşıdıkları karakteristik düşünce yapısını ortaya koyan sembollerin yer aldığı klasik logoları tercih etmeleri günümüzün modern grafik tasarım ürün düzeyinin çok gerisinde bir yapı oluşturmaktadır. Makalede dünyanın farklı ülkelerindeki sosyalist parti logolarından rastgele seçilenler, görsel iletişim kavramları çerçevesinde analiz edilmiştir. Analizler görsel iletişimin yüzlerce yıllık birikimlerinden kendi koşulları içinde ürettiği evrensel kavramlardır. Fakat bu kavramlar eleştirel bir yapıyla kullanıldığında kişisel algı farklılıklarına göre değerlendirmelerde de farklılıkların olması kaçınılmazdır.